Sureler

Göster

Bakara Sûresi 75. Ayet

اَفَتَطْمَعُونَ اَنْ يُؤْمِنُوا لَكُمْ وَقَدْ كَانَ فَرٖيقٌ مِنْهُمْ يَسْمَعُونَ كَلَامَ اللّٰهِ ثُمَّ يُحَرِّفُونَهُ مِنْ بَعْدِ مَا عَقَلُوهُ وَهُمْ يَعْلَمُونَ

75- Yahudilerin size inanacaklarını mı umarsınız? Onlardan bir zümre Allah (cc)’ın kelamını dinlerler, anladıktan sonra bile bile değiştirirlerdi.

 

Bunca nimete mazhar olmuş, nice mucizeler görmüş muannid yahudilerin ve o zihniyette olan inatçı müstekbirlerin size inanmasını mı umuyorsunuz? Hepsi olmasa da onlardan bir fırka Allah’ın kelamını işitip, iyice anladıkları halde bile bile onu tahrif ederler. O gün Tevrat’ı tahrif ettiler, Efendimizin (sav) vasıflarını silip değiştirdiler. Bugün de lafzen olmasa da, hükmen Allah’ın kitabını ve o kitabın fonksiyonunu değiştirmekteler.

Kuran’a sadece ölülere okunan bir kitap muamelesi yapılmıyor mu? Yetmiş küsur yıldır okullardan Kur’an kaldırılmış, okul dışı zamanlarda da öğrenilmesin diye menfur planlar yapılmakta.

Oysa yahudi, tahrif edilmiş, bozulmuş olmasına rağmen Tevrat’ı çocuklarına öğretmek için sabahtan öğleye kadar okullarında İbraniceyi öğretmekte.

Din ayrı, devlet ayrı safsatasıyla beyinleri yıkayanlar, devlete dini karıştırmayanlar, neden dine karışıyorlar? Hazırladıkları elli iki hutbe taslağına mecbur ederek iki yüz elli hüküm âyetinin okunmasına neden müsaade etmiyorlar? Bütün bunlarda Cenâb-ı Hakk’ın âyette bildirdiği gibi yahudi parmağı var. Şeytanın ve şeytanlaşmış insanların tasallutu var. Müminlerin gafleti ve kötülere hüsn-ü zan etme hatası var. Uyanalım, uyandıralım, hiç uyumayan Allahu Teâla’dan gafil olmayalım.

Ayrıca âyet-i kerimede bugün dünyanın çeşitli yerlerinde inanmadıkları halde Kur’an’ı araştıran ve onu yalanlamaya yol arayan nice karanlık ruhlu insanlara da işaret vardır.

Peygambere ve ashabına hitap; yahudilerin inkar ve inadına işarettir.

Benî Kureyza’ya ‘Ey maymunların dostları, kalenizden inin’ deyince, ‘Bunu Muhammed’e kim haber verdi?’ diye münafıklara itap etmişlerdir.

‘ اَفَتَطْمَعُونَ ’; şiddetle istiyor musunuz? Tama, nefsin bir şeyi şiddetle istemesidir. İstek az olursa, buna reca ve rağbet denir.

    ❁   ❁   ❁

 

Kur’an’da Soru Üslubu

Cenâb-ı Hakk’ın her şeyi bildiği halde mecazi olarak soru sormasının hikmetleri:

Vahyin soruları, insan zihnine sondajlar yaparak bilgi edinmek, gerçekleri tesbit etmek, muhatabın inanç ve hedeflerini araştırmak, muhatabın nasıl düşündüğünü ve ne istediğini, bunu neden istediğini, bunu elde etmesini neyin kısıtlayabileceğini ortaya çıkarır.

Kur’an sorularıyla, sizin deneyimizin üzerinde düşünmenizi zorlar. Siz bu sorulara cevap vermezlik edemezsiniz. Bilmiyorum deseniz bile yine soruyu düşünmek ve o cevabı bulmak için deneyiminizi gözden geçirmek zorunda kalırsınız. Her insanın deneyimi ve algılaması farklıdır. Doğru soru sormak bir sanattır.
 

Allah’ın soru tekniği

Kur’an soruları güçlü sorulardır.

Genellikle seçenekler sunar. Hangisinin iyi olduğunu açık seçik belirtir. Ancak muhatabın seçimini de, sorumluluğunu da kendine yükler.

Kur’an soruları karşı konulmaz düşünce davetleridir ve düşünme alışkanlığı oluşturur.

Her sorunun bir amacı vardır. Muhatabı eyleme götürür.

Probleme değil, hedefe yönelik sorulardır.

Geçmişe değil, hale, geleceğe odaklanır.

Güçlendirici varsayımlar içerir.

Tanımlı bir maksadı vardır.

Sorulan sorularda zamanlama mükemmeldir.

Muhatabın duygusal durumunu ortaya çıkarır ve değiştirmeyi amaçlar.

Tek taraflı değil, muhatabı ile karşılıklı bir iletişimi yeğler.

Kuran soruları; muhatabıyla sürekli konuşan ve anında onay bekleyen sorulardır. Muhatabın düşünce ve davranışlarını tartışmaya açar.

Kur’an’da ‘Ne - Nasıl - Nedir - Ne zaman’ şeklinde 133 tane soru vardır.

Soru;

❖ Eyleme geçirir

❖ Çözüme yöneliktir.

❖ Geleceğe taşır

❖ Varsayımlar (faydalı) bulundurur.

❖ Sorarak öğrenmelerini teşvik eder.

 

Sebeb-i Nüzul

‘Şimdi (ey mü'minler), onların size inanacaklarını mı umuyor, bekliyorsunuz!? Oysa ki onlardan bir grup Allah'ın kelâmını işitir de onu iyice anladıktan sonra bile bile onu tahrif ederlerdi’ ayet- i kerîmesi Tevrat’taki recm âyeti ile Hz. Muhammed (sav)'in vasıflarını değiştiren yahudi âlimleri hakkında inmiştir.