Sureler

Göster

Bakara Sûresi 105. Ayet

مَا يَوَدُّ الَّذٖينَ كَفَرُوا مِنْ اَهْلِ الْكِتَابِ وَلَا الْمُشْرِكٖينَ اَنْ يُنَزَّلَ عَلَيْكُمْ مِنْ خَيْرٍ مِنْ رَبِّكُمْؕ وَاللّٰهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهٖ مَنْ يَشَاءُؕ وَاللّٰهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظٖيمِ

105- Ne ehli kitaptan olan kafirler, ne de müşrikler size Rabbinizden bir hayır indirilmesini isterler. Allah dilediğine rahmetini tahsis eder. Ve Allah pek büyük ihsan sahibidir.


Üç güruh da size düşmanlıkta, kıskançlıkta, kötülülüğünüzü istemek de aynı. (cem sanatı)

Size kendi soyunuzdan peygamber gelmesi, size kitap inmesi, onlar istemese de Allah’ın size fazlı, ihsanıdır. Onların isteyip istememesi hiçbir şeyi değiştirmez. Bütün lütufların, ihsanların sahibi O’dur.

Onlar hasetleri ve düşmanlık duyguları ile ancak kendilerini yer bitirirler.

          ✽     ✽     ✽

✧ Birbirinize karşı kin doğuracak hareketlerde bulunmayın, birbirinize hased etmeyin, birbirinize darılıp, arka çevirmeyin. Hadîs-i Şerîf

✧ Allah (c.c.), bir kuds-i hadiste: ‘Hased eden, Benim nimetime düşman, kazâma kızan, kullarım arasındaki taksimâta râzı olmayan bir kimsedir’ buyurmuştur.

✧ Bir kimsenin arkasından yapılan zemleri anlatmak, övgüleri anlatmamak haseddendir.

✧ Ne hased, ne dedikodu ve ne de kehanet sahibi benden değildir. Ben de ondan değilim. Hadîs-i Şerîf

 

Allah’ın lütfu

Su, hava gibi hayatımız için en ziyâde lâzım olan gıdaları Allah’u Teâlâ lûtfiyle bol bir sûrette yaratmasaydı, bunlar da karaborsacıların eline düşseydi hâlimiz nice olurdu? Henüz dünyaya gelmiş bir çocuğun kulağına lâf gitmez, gitse bile mânâsını anlamaz. Allah ona, ana memesini ağzına alıp da emmesini lûtfuyla ilham etmemiş olsaydı, biz nasıl anlatacaktık?

O, öyle bir Lâtif ’tir ki, her şeyi bir şeye hazine yapmıştır. Meselâ, sedef dediğimiz deniz böceğini inciye, arıyı bala, tırtıl böceğini ipeğe hazine yaptığı gibi, insanoğlunun gönlünü de kendi mârifetine hazine yapmıştır. Eğer bir gönülde bu mârifet nûru inkişâf edememişse, sahibinin bal yapmaz arılar gibi sâdece iğnesi vardır, önüne geleni zehirler durur.

Bilenler tasdik eder ki, dünyanın her türlü bahtiyarlığında bir takım elemler, kederler gizlenmiştir, sâfi değildir. Bunun gibi her türlü ızdırap ve felâketli hâdiselerde de gizli bir takım lûtuflar, teselli kaynakları vardır. Işte bütün bunlar El- Lâtif ism-i şerîfinin tecelliyâtıdır.

Allah’ım! Harama bulaşmaktansa, helâlinle yetineyim. Beni lütfunla (zengin kılarak) Senden başkasına muhtaç etme. Hadîs-i Şerîf

Edebi olmayan, Allah’ın lütfundan mahrum kalır. Mevlâna

 

   Adamın birine kıyâmet günü küçük günahları gösterilir ve hesaba çekilir. Adamcağız:

   ‘Büyük günahlarım da ortaya çıkacak, mahvolacağım!’ diye düşünürken Allahu Teâlâ:

   ‘Şu kulumun işlediği her kötülüğe karşı bir hasene yazın’ der.

   Beklenmeyen bu lütuf karşısında adam tamaha kapılır ve: ‘Benim büyük günahlarım da vardı, onları göremiyorum, keşke onlar da ortaya çıksa da karşılığında haseneler verilse’ der.

   Bu sözleri söylerken Rasûlullah (s.a.v.) o derece güler ki arka dişleri bile görülür.