111- ‘Yahudi ve Hıristiyanlardan başka cennete asla kimse giremeyecektir’ dediler. Bu onların kuruntularıdır. Ey Habibim onlara şöyle söyle: ‘Eğer bu davanızda sadık kimselerseniz haydi delilinizi getirin!’
Âyette cem var. Yahudi ve Hıristiyanların ayrı ayrı söylediklerini Cenâb-ı Hakk cemi vav’ı ile birleştirmiş. Yani yahudiler, yahudilerden başkası, hıristiyanlar da hıristiyandan başkası cennete giremeyecek, dediler. Onlar güya cenneti kimseye vermiyorlar. Kendilerini tezkiye edip gayrılarının suçlu ve cennete layık olmadıklarını söyleyerek kibirlerini, taassuplarını, hayasızlıklarını ortaya koymuş oluyorlar.
Bu aptalca iddialarını Cenâb-ı Hakk izhar ediyor. Bir önceki âyette görücü olduğunu bildiriyor (itnab, ibhamdan sonra izah).
Burada da ehli kitabın düşündüğünü, söylediğini, nasıl görüp nazara verdiğini gösteriyor. Gün gelir her insan Yüce Rabbin huzurunda yaptıklarının hesabını verir. Yaptığı herşeyi amel defterinde hazır bulur. (Ali İmran, 30) Onların her sözü yalan, kuruntu, vesvesedir. Cenâb-ı Hakk soruyor: Eğer sadıksanız delilinizi getirin.
Yalnızca ‘ اُمْنِيّ ’ ile, boş mefkûre ve hayallerle iş bitmez. Delilsiz, ispatsız, belgesiz ve kuru laf ile, gönülleri öyle istiyor diye, sırf taklit ile dava kabul edilmez, imanın feyzine erilmez. Zira insanları doğruda toplayacak şey delildir, kesin belgedir.