130- İbrâhim’in dininden kendini bilmeyenden başka kim yüz çevirir? Muhakkak ki biz onu dünyada peygamberlik şerefi ve Kabe’yi imar vazifesi ile seçtik. Ahirette de o iyiler arasında olacak.
Hz. İbrahim ve oğlu İsmail’in duâlarını naklettikten sonra Yüce Mevlâmız Hz. İbrahim’in milletinin kıymetini anlatarak böyle bir milletten, dinden, böyle bir önderden yüzçevirmek akıl işi değil. Ancak olsa olsa kendini bilmeyen, sefih, ahmak kimseler ondan yüzçevirir. Çünkü biz onu dünyada seçtik, saflaştırdık. İçini dışını arı duru ettik.
Allah’ın seçip gönderdiği dinden ve onu temsil eden elçiden yüzçevirmek, akıllı bir insan için düşünülecek birşey değildir. Ancak nefsin kötü huylarına dalıp akıl nimetini nefsine alet etmiş sefih nefisler, dine, peygambere, vahyi ilâhiye arka döner. Çünkü ıslah edilmemiş ve arzularına uyulan nefis, bencillik, korkaklık, gadap, hile, yalan, kararsızlık, cevelan etme, döneklik, hasis, kindarlık, meskenet, zillet gibi sıfatlarla mevsuftur. Sahibi onu terbiye etmez, başıboş bırakır, zabtu rabt altına almazsa; o, sahibini yularlar, istediği yöne çeker götürür. ‘Ona daima kötülüğü emreder.’ (Yusuf, 53)
Böyle bir nefis asla dine, diyanete değer vermez ve kendi de asla başka şeylerle değer kazanamaz.
Hz. İbrahim, nefsin her türlü hilesini, şeytanın tuzağını, Nemrut’un ceberutunu aşmış, Rabbi tarafından seçilip ulu’l azim peygamberlerden olmuştur. Bütün ümmetler tarafından sevilmiş, Halilurrahman ünvanına kavuşmuş. Hanımı Sare ile birlikte, küçükken vefat etmiş çocukları cennet bağlarında eğitmekte olduğundan, ‘âhirette de sâlihlerden, islah edip düzeltenlerdendir’ diye medhü sena edilmektedir.
Abdullah İbni Selâm, kendi yeğenlerinden Seleme ile Muhacir'i, İslâm'a davet etmiş; ‘Şunu çok iyi biliyorsunuz ki, Allah Teâlâ, Tevrat'ta, Ben, İsmail evladından Ahmed adında bir peygamber göndereceğim, ona iman edenler hidâyete ve rüşde erecekler, iman etmeyen de mel'undur, buyurdu.’ demiş. Bunun üzerine iki yeğenden biri olan Seleme iman etmiş, lakin Muhacir iman etmemiş, İslâm'a girmekten çekinmiş. İşte o zaman bu âyet nâzil olmuştur.
Peygamberlerin atası olan İbrahim doğruluğuyla, dürüstlüğüyle, hayır ve iyilikseverliğiyle ün yapmış, Allah'ın makbul kulları arasındadır. Dünya ve âhirette bu kadar nimete nail olmuş böyle bir zatın milletinden, hiç aklı başında olan bir kimse yüz çevirir mi?