Sureler

Göster

Âl-i İmrân Sûresi 53. Ayet

رَبَّنَٓا اٰمَنَّا بِمَٓا اَنْزَلْتَ وَاتَّبَعْنَا الرَّسُولَ فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدٖينَ

53- Ey Rabbimiz, indirdiğine inandık, peygambere de uyduk, bizi o şahit olanlar arasına kaydet!

 

Efendimiz'den önce gelen her peygamber gibi, Hz. İsa da İncil'de okuyup öğrendiği ve 'Ahmed' ismiyle yad ettiği Efendimiz'e büyük bir muhabbet besliyordu, onun ümmetinden olmayı bu ayetlerle Rabbinden istemişti. Efendimizin ümmetinin bütün ümmetlere şahit olacağını bildiğinden 'Beni şahitlerden yaz' diye dua etmişti.

Bu duası sebebiyle küffarın elinden kurtarılmış, göklere çıkarılmış, kendisine kanat takılmıştı. Şu anda da arşın etrafında meleklerle birlikte tesbih ile meşgul olmaktadır. Kıyamete yakın inip, İslam'ı tebliğ edip Efendimizin ümmetinden olacaktır. Doğrusunu en iyi Allah bilir.

Bu havarilerin tazarru ve yakarmalarıdır. Onlar, imanlarında ciddiyetlerini mübalağa ile ortaya koymak için, Hz. İsa'ya yardımcı olacaklarını arzettikten sonra bir de Allahu Teâlâ'ya arzettiler. Böylece Allah'ın birliğine ve peygamberlerin nübüvvetine şahadet eden her mü'minin alacağı mükâfaat kadar, Allah'tan mükâfaat istediler.
 

Bizi şahitlerle beraber yaz.

♦ Senin vahdaniyetine ve peygamberlerin doğruluğuna şahitlik edenlerle beraber yaz.

♦ Veya kendilerine tabi olanlara şahitlik edecek olan peygamberlerle beraber yaz.

♦ Ya da Ümmet-i Muhammed ile beraber yaz, demektir. Çünkü Ümmet-i Muhammed insanların hepsine şahitlik edecektir.

♦ "Bizi şahitlerle beraber yaz" sözü, havarilerin amel defterle-rinin göklerde melekler yanında olacağına işarettir. Cenâb-ı Hak, "İyilerin amel kitapları, hiç şüphesiz illiyyîndedir." (Mutaffifin, 18) buyurmuştur. Allahu Teâlâ, onların adını, mü'min şahitlerle beraber yazınca, onların nâmı, Mele-i A'la ve mukarreb melekler yanında meşhur olmuştur.

♦ Allahu Teâlâ, "Allah, kendinden başka hiçbir ilah olmadığına şahadet etti. Melekler ve ilim sahipleri de..." (Âl-i İmran, 18) buyurarak, ilim sahiplerini de şahitlerden saymış, onların adını kendi adıyla birlikte zikretmiştir. Bu büyük bir derece ve yüce bir mertebedir. Bundan dolayı havariler de, "Bizi şahitlerle beraber yaz" yani "Bizi, adlarını adınla beraber zikrettiğin o kimselerden kıl" demişlerdir.

♦ Cebrail (as), Hz. Muhammed'e "ihsân"ın ne demek olduğunu sorduğunda O, "Sanki Allah'ı görüyormuşsun gibi O'na ibadet etmendir" buyurdu. Bu da, kulun "gayb" makamında değil, "şuhûd" makamında olmasıdır. Havariler de "şuhûd ve mükâşefe" makamına yükselmek istemişlerdir.

♦ Allah'ı müşahede etme makamında bulunan kişi kendisine ge-len çeşitli güçlük ve elemlere aldırış etmez. Havariler, Hz. İsa'ya yardım ve korumayı üstlerine alınca, "Bizi, şâhidlerle beraber yaz" yani, "Bize gelecek çeşitli güçlük ve meşakkatlere aldırış etmememmiz için, bizi celâlini müşahede eden kimselerden kıl! demişlerdir.

'Şahitler' ifadesiyle kimlerin kasdedildiği ayet-i kerimelerden anlaşılmaktadır:

• Allah ile melekler, hak ve adaleti gözeten ilim sahipleri O'ndan başka ilah olmadığına şahittir. (Âl-i İmran, 18)

• İçinde amellerin kaydedildiği illiyyin adlı kitabı müşahede ede-cek olan mukarrebler. (Mutaffifin, 19-21)

• Şahit olarak gönderilen peygamberler. (Fetih, 8)

• Allah'ın nimetlendirdiği kişiler. (Nisa, 69)

• Allah adına şahitlik edenler. (Nisa, 135)

• Adaleti ayakta tutanlar. (Maide, 8)

İşte havariler bu kimselerle beraber yazılmayı, onların aralarına dahil edilmelerini istemişlerdir.

Havarilerin duasının Kuran'da zikredilmesinin sebebi, müslümanların da aynı şekilde dua etmelerini öğretmek içindir. Bu şekilde dua etmek, her çağın insanının ihtiyacına cevap veren bir duadır. Kişinin geçici, günlük ihtiyaçlarını yansıtan dualar kalıcı olamaz; ama bazı dualar her zamana hitap eder. Havarilerin duası da böyledir.

 

Te'vilâtı'n Necmiyye'den

'Biz müslümanız' Hükmü ilahiye teslim olan, hükmüne razı olan, belasına sabredenleriz.

‘İndirdiğine’ İndirdiğin hükümlere, sırlara, lütuflara, hakikatlere inandık.‘Şahitlerle beraber yaz’ Celalinin şevahidine şahit, Cemalinin nurlarına şahit olanlardan yaz.

 

Belagat

 'رَبَّنَٓا Rabbimiz' cümlesinde mahzuf bir nida edatı vardır.

Nida edatı önemli bir şeyden haber vermek için seslenme şeklidir. Cümlenin gelişine göre çeşitli manalar ifade eder. Heyecan uyandıran sanatlardandır.

Nidanın gayesi; nida edilene önemli bir şeyi haber vermektir. Bunun için çoğunlukla nidayı emir, nehiy, istifham, şeri bir hüküm gibi önemli şeyler takip eder. Nidanın başlıca sekiz tane geliş sebebi vardır:

Tehassür (üzüntü ve keder), tenbih, iğra veya tahzir (teşvik veya uyarı), istigase (yardım isteme), nudbe (ağıt yakmak), taaccüp, temenni, ihtisas (özelleştirme). Bu ayette havarilerin 'Rabbena' nidası, temenni bildirir.

 'مَٓا اَنْزَلْتَ İndirdiğine' sıfatlı kinayedir.

 'Resule tabi olduk' cümlesindeki الرَّسُول 'den kasıt Hz. İsa olup, nisbetli kinayedir.

 'اٰمَنَّا بِمَٓا اَنْزَلْتَ İndirdiğine iman ettik' cümlesi ile 'اتَّبَعْنَا الرَّسُولَ Resule tabi olduk' cümlesi و atıf harfiyle vasıl olmuştur. Tezayuftan camii aklidir. İman etmek amel etmeyi gerektirir. Ameli yapmak da Resule tabi olmakla mümkündür.

 Önceki ayetteki ' وَاشْهَدْ Şahit ol ' ile bu ayetin sonundaki 'شَاهِدِينَ Şahitler' kelimeleri arasında reddü'l aciz alessadri ve iştikak cinası vardır.

 Burada geçen ''شَاهِدِينَ Şahitler' ile Ümmet-i Muhammed kastedilmiştir. Nisbetli kinayedir.

 'فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدٖينَ Bizi şahitlerden yaz' derken, 'onlardan say, onlardan kabul eyle' demek istemişlerdir. Müstearun minh; yazmak, kaydetmek, müstearun leh, dahil etmektir. Camisi; benzer yanları olanları bir grupta toplamaktır. Sanki Allah katında, 'Şahitler' grubunun özel bir listesi var da, havariler de o kıymetli listeye girmek istemektedirler. Böylece bu özel insanların listeden adları okunup, mükafatları verileceği zaman, onlar da kadro dışı kalmamış, mahrum edilmemiş olacaklardır.