63- Ama onlar yine de yüz çevirirlerse, muhakkak Allah (cc) fesatçıları hakkıyla bilendir.
'Eğer onlar bunca açık ve parlak delilleri, belgeleri gördükten sonra yine de sana anlattığımız tevhidden ve hakikatten yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah onları bilir.'
Onların 'Fesadçı' olarak adlandırılmaları, delillerden sonra yüz çevirmenin alemi ifsaddan başka birşey olmadığını gösterir. Tevhidi kabul etmeyenlerin bu hareketi gerçekten büyük bir fesaddır. Yeryüzündeki bütün fesatlar bu hakikati itiraf etmemekten doğar.
Fesat
Bu kelimenin çok çeşitli anlamları vardır; başıbozukluk, bozulma, kötülük, günah, anarşi. Ve bu kelime kevni, ahlaki veya soysal bir kanunun ihlalini ifade eder. Dolayısıyla fesat birçok biçimde tezahür edebilir. Eğer yerde gökte Allah (cc)’tan başka ilahlar olsaydı ikisi de fesada uğramış, yani bozulup gitmişti. Firavun’un İsrailli erkek çocuklarını öldürme şeklindeki zalimane uygulaması ve dokuz kişinin Hz. Salih’e karşı gelmesi birer fesat örneğidir.
İnsanın dünyada sebep olduğu fesat, onun kendisine verilen hürriyeti suistimal etmesinin sonucudur. Oysa insanın hürriyeti sınırsız değildir. Yol açtıkları fesat sebebiyle önceki kavimlerin birçoğu Allah (cc) tarafından helak edilmiştir.
Doğrulukla vefa, sabırla hilim, cesaretle cömertlik ikizdir. Dünyanın kemali, dünyanın salah ve düzeni bunlara bağlıdır. Bunların zıtları her ayrılığın sebebi, her fesadın temelidir.
✧ İrfan sahibi olduğunu iddia edenlerin günah işlemesi, muhabbet ehli olduğunu söyleyenin hıyaneti, Allah (cc) yolunda oldukların söyleyenin yalanı zamanı fesada verir. Ebu Hafs
✧ Hesabı unutan fesada devam eder.
✧ İtaatten, sevgiden ve yardımdan kaçınma halleri devam ederse, mülkün temeli sarsılır, beşerin salah ve düzeni fesada ve düşmanlığa maruz kalır.
✽ Şartın cevabı fa-i cezaiye ile isim cümlesi olarak geldi.
✽ Lazım-melzum alakasıyla fesad çıkaranları bilir; yani onları cezalandırır, demektir.
✽ 'Allah bilir' cümlesinde 'Ben bilirim' buyurmayıp 'Allah' ism-i zahiri ile gelmesi tecriddir.
✽ اِنْ ve اِنَّ edatları harfleri itibarı ile aynı, harekeleri farklıdır. Cinas-ı muharreftir.
✽ 'Eğer yüz çevirirlerse' şartına cevaben 'Allah yüz çevirenleri bilir' cevabı yerine 'Fesatçıları bilir' buyrulması, vasıtalı kinaye olarak şunu ifade eder: Yüz çeviren, tevbe etmeyecek, kötülüklerini arttıracak ve fesadçılardan olacaktır. Allahu Teâlâ onun fesadını bilir ve cezasını verecektir.
✽ Delalet-i mutabıkiyesi ile; yüz çevirmenin bir ifsad, bozgunculuk, zarar veren bir kötülük olduğunu bildirir.
✽ Delalet-i tazammuniyesi şudur; Hak'tan yüz çevirmek sadece kişisel bir günah olarak kalmaz, başkalarına yayılan bir ifsad hareketine dönüşecektir.